Kayıtlar

le vengeur

Resim
                 Aylar önce yaptığı iş değiştirip daha çok kazanma planını hala uygulamaya koyamamanın kederinden yatalak olmak üzereydi; kendisi için bir şey yapmamasından dolayı vicdanıyla sürekli çatışmasının yanında egosuyla da daha çok kazanmayıp hayat kalitesini yükseltmediği için tartışıyor, sağlı sollu ataklarla mücadele ederek zamanını geçiriyordu. “Hiçbir şey yapmama fırsat vermeyen bu tempoda en azından birkaç kuruş biriktirebildim. Hayatımı kurtarmaya veya beni bu bok çukurundan çıkarmaya yetmeyeceği kesin… ama en azından gidip birkaç bira içerek bu bok çukurunu bana unutturabilir, kısa bir süreliğine de olsa…”                Böylece o gün, işten çıktığında hemen eve gidip yatmadı; önce sipariş vermesini dört gözle beklerken reklam politikalarının ne kadar iyi olduğunu düşünen restoranlardan birine gidip yemek yedi; içeri girdiğinde duvarda kendi fotoğrafı asılıydı ve altında da o meşhur sözleri yazıyordu “O kadar da aç değildim, sanırım yalnızca Dünya’yı özlemiştim.”

Park Halinde

Resim
  Crowning with Thorns - Caravaggio, Received from wikiart.org             Çıktığı pazardan uzaklaşmak sevdasıyla neredeyse başka bir gezegene gitmeye karar verecekti; imkanlarının el vermediğini, bütün galakside aranan bir kaçağın hayatının zor olacağını ve halasını bir daha görme ihtimalinin düşük olacağını düşünerek vazgeçmek zorunda kaldı.             Aklının neden bu kadar havada olduğunu bilmiyordu, uyur gezer gibi dolaşıyordu sokaklarda; ne yaptığını, neden yaptığını bilmeden sürükleniyordu. Bu sürüklenmeyi alıkoyması gereken sorumlulukları ise çoktan birkaç jetin yakıtı olmuş gibi duman olmuşlardı.             “Kendime daha çok vakit ayırmalıyım.”             Geçirdiği aylar boyunca işe gidip gelmekten, uyuyup uyanmaktan ve acıkıp doymaktan başka bir şey yapmadığından bir keşişe dönmüştü. Büyük ümitlerle gelip uyum sağlayamadığı gezegenin derinliklerini de henüz hiç keşfetmemiş ne bir kulübe ne de bir bara gitmişti. Dışarı çıkıp bir şeyler içmek için bir sebep arıyordu,

Diğer Ayak

Resim
            Etrafı adımlayayım diye girdiği Pazar yerinde izini kaybetmesiyle adımlarının sayısına dair fikir sahibi olmaktan uzak, etraftakilerin bağırmalarını takip etmeyi bırakmış buraya ne için gelmeye çalıştığını hatırlıyordu. Hayatının erken dönemlerinde kendi yolunu açabilmeye başlamış halasını bulacak, ondan kendisine biraz yardımcı olmasını isteyecekti.             Önünde durduğu tezgahlardan birinde, eline aldığı meyveyle büyüleniyordu; meyvenin tüylü olmasıyla ilgili bir sorunu yoktu ancak tüylerin alışılmışın dışındaki uzunluğundan etkilenmişti. Tüylerin arasından meyvenin kabuksu dokusunu görmek için iyice eğilmiş, daha yakından bakıyordu; görmek üzere olduğu sırada dengesini kaybetmesiyle birinin üzerine düşeyazdı, hemen toparladıysa da küçük bir çarpışmayı engelleyemedi.             Düşmemek için birbirine sarılan iki kişinin, ayrılırlarken aslında dört kolu çözdükleri bir dünyaya alışık olan Beyz, yalnızca kendi üzerinden dört kol alıp kendisinin olan iki kolu da