Kayıtlar

72 etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

72.3

                Nihayet bardan çıkabildiğine epey memnundu ancak ayaklarının her an kaybolmasından hala korkuyordu. Hızlı hızlı yürürken kafasının içinde konuşuyor, şikayet edip hayıflanıyor sonrasındaysa kendini haklı çıkartmaktan geri kalmıyordu. ‘İnsanın da ayağı hop diye bağımsızlık ilan etmez. Kim açıklayabilir bunu, bilim mi? O muhtemelen klinik psikiyatriye gönderir; bu seferkiler de kafasının içine gönderir. Ee sonra. Buraya gelebilen olmadığına göre, kim çözmeye meydan okuyabilir ki bunu. Ben de meydan okuyamam. Ben kimim ki koca bilimin yanında, tabi ki çözemem. Kalkıp şamana gitsen, o da gel bitki çayı içirirken ben sana; arkadaşlarım davullara vursunlar ve sen de kötülüklerinden arın, der. Aslında en mantıklısı şaman gibi görünüyor. Bunca hippinin ‘acı olmasın da ne olursa olsun’ demesinin bir sebebi olabilir. Evet. En iyi öğretmen acıdır ve en iyi tebeşir de zamandır.’                 Nihayet evine dönmüştü, bu düşüncelerle beraber, sağ salim. Tam apartmana girmek üzer

72.2

                Oturup içmekten sıkıldığında ansızın ayağa kalktı. Ama ne yapacağını bilemeyince tekrar oturacak oldu. Neyse çıkayım bir sigara içeyim, diye düşündü. Bu kez içkisini de yanına alarak dışarı çıktı. Aslen görmeye geldiği arkadaşını hala görmediğini hatırlayıp sigarasını yaktı.                 ‘Bu insanlar da yakadan düşmek bilmiyorlar. Her yer, herkes sahte sevgi tüccarı resmen. Bunca bilgenin, filozofun ve imparatorun hiçbirinden nasibini almayıp böyle ortalıkta neşe topçuğu gibi gezenlerden bahsediyorum. Birinin gülümsemesi için her şeylerini verebilecek melek bozuntuları. Bunlardan olsa olsa düşmüş melek olur. Düşmeden önce oldukları yerin de fazla yüksek olmadığına bahse girerim. Muhtemelen yukarılardaki yerlerinde de herkese böyle salak salak gülümseyip hepsini iyi yapmaya çalışıyorlardı; daha sonra aklı başında birisi çıkıp bunları attı oradan. Böylece bizim başımıza musallat oldular tanrıların yerine. Eh, bu çocuklara ağızlarının payını vermek de bize düşen.’

Mutsuzluğun Peşinde/72.1

                Baştan aşağı siyah giyinme işini bitirmiş, bu iş zaten çok sürmezdi, dışarı çıkıyordu. Dışarı çıkmak istemediğini göstermek ister gibi kapkara giyinmiş, geceyle bir ilerliyordu. Kimin daha hızlı ilerlediğine bakarsak gece daha hızlı gibiydi şayet Deniz hala ters yöne ilerliyor ama bunu henüz fark etmiyordu. Kafası bambaşka yerlerde gibiydi ama kendisi de kafasının nerede olduğundan emin değildi. Çok klişe olduğunu bilse de bildiği diğer bir şey de baş etmesi en zor olan şeylerin bu çok klişe durumların olduğuydu. Ha deyince içinden çıkabileceği, en azından, bir durum vardı; ziyarete gittiği barmen arkadaşını arayıp barın yerini sormak istemişti, ama barmenler de hep çok meşgul olur, herkesin yarısı kadar mola alırlardı. Çalışırken öğrenmişti bunları. Muhabbet etmeye bayıldığı barmenle asla mola alamazdı çünkü beraber. Tam eli telefona gitmiş numarayı çeviriyorken bu düşünceleri tamamladı ve telefonun açılacağına olan bütün inancını yitirdi. Daha sonra ümitli bir şekil