184

 

                Ağzından bir şey kaçırmak kadar sıradan olsa da bedeli büyük değerlendirilen bir şey görmedim. Bir insan ağzından çıkan bir şey için neden bedel ödesin ki, bana sorarsanız bedel ödemeye değer tek şey aksiyonlardır. Hepimizin aldığı aksiyonlar, sonuçlar doğuran tek şeydir. Ağzımdan çıkan bir şeyin aksiyon doğurduğunu hatırlamıyorum, ancak ağzımdan çıkan şey aldığım bir aksiyonun yanında gelen bir şey değilse. Sinematik olmaktan bahsediyorum, yazılmış bir senaryoyu oynar gibi işiyle gücüyle ilgilenirken eşsiz bir senkron yakalayıp karşısındaki insana da anlatmak istediklerini anlatabilen insanın yaptığı iş. Kendi fikrimde konuşmanın gerçekçilik kazandığı tek nokta budur. Oturduğu yerde götünü büyütmekle meşgul olanların sadece laf olsun diye söylediği şeyleri, yargılamaya bayılan insanlar var ve her yerdeler. İşin daha ilginci bu insanlar kendilerini ciddi bir otorite olarak görüp söylediklerinin dinlenmesi için kendilerini yırtıyorlar. Halbuki bu insanların yaptığı da oturduğu yerden götünü büyütmekten farksız, en fazla durdukları yerde gırtlaklarını genişletmek gibi bir fark yaşıyor olabilirler. Bana sorarsanız yaşadıkları tek şey illüzyondan başkası değil.

                İnsanın aklına Matrix’te yaşadığımız fikrini getiren insanlardan bahsediyorum. Klon gibi yaşayan ve ortak normlara itaat ederek yaratılmış sanal gerçekliğe giriş yapan ve kendi hayatını yönetmekten aciz insanlardan bahsediyorum. Bu insanlardan bahsediyorum da, ben kimim ki bu insanlardan bahsediyorum. Fatih adında, kendi hayatının çeyreğinin bile idamesini eline almamış, evinde yıllardır yalnız yaşayan ve muhtemelen yalnız ölecek olan birisi. Yalnızlıkla problemim varmış gibi göründüğünü biliyorum ama problemlerimin en küçüğünün bu olduğunu söylerken alnımın tıpkı hepimizin bir zamanlar tanıdığı kel müdür yardımcısının kel kafası gibi parladığından eminim.

                Yalnızlığımın son problemim olmasını hep en makulü olarak gördüm. Eh, problemlerle uğraşıp onları halledeceksem ve geçmişimden hala benimle olan işe yarar birisi yoksa, bırakın en azından kafamı ağrıtan tek şey problemim olsun, problemime benden daha iyi çözüm bulmaya çalışmasına rağmen beni ne kadar az tanıdığının farkında olmayan bir yabancı değil. Biliyorum fazla iç bunaltıcı bir konuşmaydı, ama ne yapabilirim beni bekleyen işlerim varken ancak bu kadar neşeli birisi olabiliyorum. Öyleyse git işini hallet de kafamızı açma dediğinizi de duyar gibiyim, maalesef mizacıma aykırı bu. İşlerimin halledilmek için hala epey vakti var. Ben de ortalama, belki de ortalamanın altında bir insan gibi, işlerimi son dakikada halletmeye bayılırım. Böylece sorumluluk sahibi biri olmanın yaratamadığı tatmini, fazla önemli birisiymişim gibi ertelediğim sorumluluklarımdan çıkarırım. Bir de bu kadar güzel bir salonda yapabileceğim onca kıyak iş varken neden sorumluluklarımla ilgileneyim. Onun yerine karşımdaki tabloya fırlatabildiğim en derin bakışı fırlatmayı deneyebilirim, yaktığım sigarayla tabloyu izleyip sanatın ne kadar önemli olduğunu anlıyormuş gibi yapabilirim. Ya da, sanırım buldum, sanat bile kendimi ifade etmeme yardımcı değilmiş edasıyla boş boş duvar izleyip saçlarımı dökebilirim. Eh, artık saçlarım dökülse hiç de fena olmaz.

                Adımı anınca yine aklıma itaat nesli geldi. Bu adamların bir şeye itaat etmesi için ihtiyaçları olan tek şey, sözün kendilerinden yaşça büyük olan ve kendileriyle kan bağı taşıyan birisinden gelmesi. Bu kelimeyi hiç anlamlı bulmasam da ‘inanılmaz’ bir durum. Düşünsenize bu adamlardan toplayabildiğiniz kadarını toplayın, bu arada bu adamlar eğer 24-25 yaşından büyükse yanlarında bir de aynı itaatkarlığa sahip eşleri olması çok muhtemel, sonra topladığınız adamlara istediğinizi yaptırın; arka bahçenize salıncak yaptırın, kendinize bir arka bahçe yaptırın, ya da kendinize bir ev yaptırın ve hepsini kendinize uşak yapıp sürekli birbirlerini öldürtün. Böylece sürekli katil uşakmış şakasıyla gününüzü gün edebilirsiniz. En azından ben günümü bu şekilde gün etmek isterdim. Bu diyeceğim için beni yargılamakta serbestsiniz fakat, ölmesine üzülmeyeceğim birkaç gruptan birisi de bu itaatkarlar grubudur. Bu yüzden sadece katil uşakmış diyebilmek için bunu yapmaya hazırım.  

Yorumlar