Yasak Yere Park
İsil’e durması için bağırana kadar ki düşüncelerinden, hayatında hiç tatmadığı bir hazzı alıyordu; düşüncelerinin temizliğini çözümsel olarak nitelendirmişken Beyz, açacağı yeni sayfanın kaderini merak edip aynı kaderi tasarlayamayacak olmaktan keder duyuyordu. Yeni bir sayfa açmanın gerektirebileceklerini düşünmüş, geçmişin herhangi bir bağının olup olmaması gerektiğinde kararsız kalmıştı; pişmanlıkları taşımak, onlardan çıkardığı dersleri de arka cebinde tutmaya devam etmek istiyordu. Ancak, tecrübeyle sabit bir şey vardı, geçmişini unuttuğunda tam unutuyordu; hafızasının bozuk çalışması olarak değerlendirdiği bu durum, elini kolunu bağlamakla kalmıyor, Beyz’in geçmişe bağlılığını da mutlak bir hale getiriyordu. Örneğin babasının ona aldığı bisikleti unuttuğunda babasını unutmuyor, ama bisikletteyken düşündüklerini, tanıştığı insanları, yani bisikletin getirdiklerini de unutuyordu. Rutin düşünceleriydi bunlar, ancak dünün ardından hayata ve etrafındakilere bakışı