Kayıtlar

Barda olanlar

Resim
Miners' wives carrying sacks of coal, Vincent van Gogh, 1882; Received from wikiart.org             Oturduğu yerde geçmişini eleştirel düşüncelere maruz bırakmaktan bir türlü sıkılmamış, bira üstüne bira içerken kalan kuruşlarını hesaplıyordu; bahiste katladığında ona yetecek kadarını geride bırakmaya iki bira önce ikna olmuştu. Dört bira önce ise para kazanmaya ikna olmuştu. Kaybetmekten bezmiş gözleriyle bardaki uzaylıları izlemeye koyuldu; ilgisini çeken epey tip vardı: tırpan eller, kazma ayaklar, sekiz veya on altı gözlüler, gövdesi bir sigorta kutusuna benzeyenler ve bulaşık süngeri olarak var olanlar…               Bu sırada onu izliyor gibi görünen birini fark etti, üstünde şık olduğu kadar sağlam bir zırh vardı, küçük buharlar çıkararak sahibini küçük bir şovun ortasında, biz gizem taşıdığı izlenimine terk ediyordu. Beyz, diğerlerine ayırdığından fazla zaman ayırdı buharlıya, kıyafetinde bir şey ona buharlının çok ciddi olduğunu söylüyordu; oynadığı oyunlarda, izlediğ

le vengeur

Resim
                 Aylar önce yaptığı iş değiştirip daha çok kazanma planını hala uygulamaya koyamamanın kederinden yatalak olmak üzereydi; kendisi için bir şey yapmamasından dolayı vicdanıyla sürekli çatışmasının yanında egosuyla da daha çok kazanmayıp hayat kalitesini yükseltmediği için tartışıyor, sağlı sollu ataklarla mücadele ederek zamanını geçiriyordu. “Hiçbir şey yapmama fırsat vermeyen bu tempoda en azından birkaç kuruş biriktirebildim. Hayatımı kurtarmaya veya beni bu bok çukurundan çıkarmaya yetmeyeceği kesin… ama en azından gidip birkaç bira içerek bu bok çukurunu bana unutturabilir, kısa bir süreliğine de olsa…”                Böylece o gün, işten çıktığında hemen eve gidip yatmadı; önce sipariş vermesini dört gözle beklerken reklam politikalarının ne kadar iyi olduğunu düşünen restoranlardan birine gidip yemek yedi; içeri girdiğinde duvarda kendi fotoğrafı asılıydı ve altında da o meşhur sözleri yazıyordu “O kadar da aç değildim, sanırım yalnızca Dünya’yı özlemiştim.”